Çocukluk Çağı Travmaları ve Kişilik Gelişimi Arasındaki İlişki
Çocukluk çağı travmaları yaşamın büyük bir bölümünde etkili olduğu gibi kişilik gelişiminde de büyük bir rol oynamaktadır.
Çocukluk döneminde yaşanan duygusal, fiziksel ve cinsel travmaların problem çözme yeteneklerini olumsuz etkilediği; problemle karşılaşıldığında bu problemin üzerinde düşünüp konuşma yeteneğini zayıflattığı görülmüştür. Yapılan araştırmalar, travmatik bir yaşantıya maruz kalan bireylerin yetişkinlik dönemlerinde bu yaşantıya bağlı olarak çeşitli çözümler yaşadığını, eleştirel düşünmede ve hafızada sorunlar yaşadığını, benlik saygılarında düşüş olduğunu ve kendilik değerlerini algılamada zayıflama görüldüğünü ortaya koymuştur. (Gilbert ve arkadaşları, 2015; O'Connell ve arkadaşları, 2009).
Ergenlik dönemlerinde ise ilişkisel benlik saygısı ve ilişkisel depresyon yaşantısının çocukluk çağı travmalarıyla bağlantılı olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, yaşanan travmaların karar alma süreçlerinin ve davranış biçimlerinin gelişmesinde büyük bir etkisi olduğu görülmüştür.
Ek olarak, istismar ve ihmal çalışmalarında, istismara maruz kalma olasılığının yaş ile güçlü bir ilişkisi olduğu ve genç yaşta evlilik yapmanın duygusal, fiziksel, cinsel istismar ve ihmale maruz kalma riskini artırdığı tespit edilmiştir. Yaşanan bu ihmal ve istismar durumlarında bireyler tekrar eden ve rahatsız edici düşünce ve seslere maruz kalmaktadır. Genellikle bu durumlara anksiyete, depresyon ve travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) gibi rahatsızlıklar eşlik etmektedir.
Bu Durumda Ne Yapılmalıdır?
Bu tür durumlarda bir psikologa veya mevcut durumun şiddetine göre bir psikiyatriste başvurulması gerekmektedir.
Önerilen Terapi Yöntemleri
1. EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme Terapisi):
- Travmatik anıları işlemek ve bunları duygusal olarak daha az acı verici hale getirmek için son derece etkili bir tekniktir.
- Çocukluk çağı travmaları genellikle kişi üzerinde uzun vadeli etkiler bırakır ve EMDR, bu anıların yeniden işlenmesini ve duygusal olarak daha sağlıklı bir şekilde depolanmasını sağlar.
- Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB): EMDR, TSSB gibi çocukluk travmalarının sonucunda gelişebilecek rahatsızlıkların tedavisinde özellikle etkilidir.
- Bilişsel ve Duygusal İyileşme: EMDR, travmatik anıların yeniden işlenmesine yardımcı olduğu için kişinin olumsuz düşünce ve duygularını değiştirmeye olanak sağlar.
2. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT):
- Travmatik anıların ve geçmiş deneyimlerin üzerine geliştirilmiş olumsuz inançları değiştirmeye odaklanır.
- Çocukluk travmalarının yetişkinlikteki etkileri sıklıkla olumsuz düşünce kalıplarıyla ilişkilidir (örneğin: "Ben değersizim", "Kimse bana güvenmez").
- Olumsuz İnançların Değiştirilmesi: BDT, bireyin bu tür düşünceleri fark etmesine, sorgulamasına ve yerine daha sağlıklı, gerçekçi düşünceler koymasına yardımcı olur.
- Duygusal ve Davranışsal Müdahale: BDT, bireyin travmalarına nasıl tepki verdiğini analiz eder ve daha sağlıklı başa çıkma mekanizmaları geliştirmeyi sağlar.
Sonuç
Çocukluk çağı travmaları, bireyin yaşamında derin izler bırakabilir. Ancak, profesyonel bir destekle bu travmaların etkisi azaltılabilir ve birey sağlıklı bir yaşam sürdürebilir.